|
![]() |
|||||
UFO Gerçeği UFO Nedir: Bir çok fenomenlerde anlatıldığı üzere, bu tanımlanamayan uçan cisimler kimi zaman bir daire şeklinde, kimi zaman çok büyük boyutlarda bir elips ya da bir puro şeklinde görülmektedirler. Bir zamanlar hayal gücünün ve bilinçaltının insanlara bir oyunu olarak yorumlanan bu olgu, bugün inkar edilememektedir. Televizyon kameraları karşısında bilimselliği ve somut gerçekleri savunan ve bir adım geri basmayan, UFO olayını görmezlikten gelen bilim adamları, profesörler vb. kişiler, televizyon kameraları stop düğmesine bastıkları andan itibaren de bu olguyu onaylayıcı bir tavır sergilemektedirler.
Bir de son zamanlarda en çok UFOlar tarafından kaçırılma olaylarının öne çıktığı görülmekte, kişiler yaşadıkları bu olayları anlatabilmek için olmadık yollara başvurmakta ve inandırabilecek birilerini bulabilmek için amansız bir mücadele vermektedirler. Kaçırılma konusu, daha az somut kanıt sunan bir konudur ve araştırmacılara göre, gerçek fiziksel anomalilere dayalı psikolojik olgulardır. UFO ZİYARETLERİ İlk Ziyaretler: Birçok yorumcu modern UFO çağının 1947’ler de başladığını iddia etmektedirler ama, asıl çağın başlama tarihi 1880’de, sanayi devriminin doruğuna ulaşılırken başlamıştır. Aslında olayın özüne inecek olursak, UFOlar çok daha uzun süredir etrafımızda dönüp durmaktadırlar. Günümüzde bazı Kutsal Kitap alıntıları, kimi satırlar doğaüstü varlıkların uçurduğu cisimlere atıflarla doludur. 1880’den Birinci Dünya Savaşına kadar olan bölüm ise, bu olgunun en açık seçik örneklerini gözler önüne sermektedir.
Daha sonraları buna benzer olaylar muhtelif tarihlerde gelişmiştir. İkinci Ziyaret Döneminin Başlaması: 1880’den 1947’ye kadar olan sürede yaşananlar, 47 ve sonrasında adeta istila halini almıştır. Kayıtlara geçen ve geçmeyen binlerce yaşandığı iddia edilen olaylar, çok kabarık bir arşivi de beraberinde getirmiştir. 1947’nin 24 Haziran günü ABD’nin Washington Eyaleti pırıl pırıl bir gün yaşamaktaydı. Bu havanın temizliği ve berraklığı Cascade Dağlarını daha bir güzel hale getiriyordu. Otuz iki yaşında bir iş adamı olan Kenneth Arnold, aynı zamanda da dört bin saati aşkın bir uçuş tecrübesine sahip olan bir pilottu. Arnold, aynı zamanda tek motorlu bir Callier marka uçağa da sahipti. Bulana 5000 $ ödül vaadedilen deniz piyadelerine ait bir uçağı aramak için o gün gökyüzündeydi. Arnold’ un uçağı dağ uçuşları için tasarlandığından, bu tip uçuşlar için de ideal bir araçtı. Arnold, düşen Curtess C-46 komando nakliye uçağını aramaya başladı. Uçak dağlarda bir yerlerde kaybolmuştu ve o güne kadar da bulunamamıştı. Arnold da o uçağı bulamadı ama; başka bir şey buldu, daha doğrusu, o şey gelip onu buldu! Arnold dağın üzerinde dönüş yaparken, son derece parlak bir ışık, uçağının yüzeyini aydınlatınca şaşırır kalır. Önce yaklaşmakta olan başka bir uçağa çarpmakta olduğunu düşündü. Ve telaşla o uçağı yaklaşık otuz saniye boyunca aradı, kendini çarpışmadan korumaya çalıştı. Gerçekten de bir uçak gördü! Bu, bir DC-4’ tü ve Arnold onun San Francisco Seattle tarifeli seferini yapan uçak olduğuna karar verdi. Ama iskele tarafında ve gerideydi ve de o ışık oyununu onun yaptığı düşünülemezdi. Bunları düşünürken, bir ışık daha çaktı, bu sefer Arnold ışığın tam nereden geldiğini saptayabildi. O tarafa, o çizgiye doğru yöneldiğinde, şaşkınlıktan ağzı bir karış açık kalmıştı. Doruğun üzerinde inanılmaz hızla formasyon uçuşu yapan bir grup çok parlak cisimler görüyordu. Aralarındaki mesafe yaklaşık yüz mil civarındaydı ama, onları tam olarak göremiyordu ancak cisimler kendisine doğru yaklaşmaktaydılar. Arnold, son saniyeye kadar onları formasyon uçuşu yapmakta olan jetler olduğunu zannediyordu. Ve dokuz adet olduklarını görebildi. Çapraz bir dizilişle yaklaşıyorlardı ve formasyonlarında ilk dördünün arasındaki uzaklıklar eşit, sonraki beşli grup ise daha seyrekti. Fakat Arnold’un fark ettiği yalnızca bu değildi, daha tatsız bir durum daha fark etmişti bu da yaklaşan uçakların hiç birinin kuyruğu yoktu ve çok değişik bir formasyonda uçuyorlardı. En öndeki diğerlerinden daha üstte ve sanki rüzgarda savrulan uçurtmalar gibi ya da su üstündeki hız tekneleri gibi daha doğru bir ifade ile bir kaz sürüsünün uçuşu gibi bir formasyon almışlardı.
Arnold Tarihe Geçiyor: Arnold iniş yaptıktan sonra, bu garip olayı arkadaşlarına anlattı ve aralarında saatler süren bir durum muhakemesi yaptılar. Fakat herhangi bir sonuca varmaları imkansızdı ve olay daha yüksek makamlara intikal etti ve iş gazetelere kadar yansıdı. Ve bir ajans haberinde olayı ABD’nin her yerindeki insanlar öğrenmişti. Arnold’un inanılır ve güvenilir bir insan olması, olayı daha cazip bir hale getirmiş ve herkes tarafından konuşulur olmuştu. Arnold’un yaptığı tariflerde, gördüğü cisimlerden ”Suyun üzerinden ileriye doğru fırlattığınız bir tabak nasıl uçarsa öyle uçuyorlardı...” şeklindeki ifadesinden “uçan daire” tabiri da doğmuş oluyordu. Olay tüm dünyadaki basının hayal gücünü bir anda esir almış, normal olmayan olaylarının hazırlıksız kurbanlarından pek çoğu gibi, Arnold da istemeyerek bir basın gösterisi başlatmıştır. Böylelikle de bu olayın kahramanı olarak tarih sayfalarındaki yerini de alır. FBI Etkilenmiyor: Bu olayın yankıları sürerken FBI ajanlarından birisi Arnold’un görmüş olduklarının gerçek olduğu tezini savunur ve bu kişinin yalan söyleyerek kazanacaklarının kaybedeceklerinden daha az olacağına ve böyle bir yalan konuşmaya ihtiyacı olmadığını savunmuştu. Daha sonra, 22 Mart 1950’ de FBI’dan Guy Hottel, patronu J. Edgar Hoover’a, “Uçan Daireler” başlıklı yolladığı garip bir yazıda şunlardan bahseder : “Bir Hava Kuvvetleri araştırmacısı, uçan daireler diye bilinen şeylerden üçünün New Mexico’da ele geçtiğini söylemiştir. Bunların yuvarlak biçimde olduğu, ortalarının biraz yüksek olduğu, ortalarının biraz yüksek olduğu, çaplarının yaklaşık 50 feet civarında olduğu belirtilmiştir. Her birinin içinde, insan biçiminde, ama boyları yalnızca 1 metre olan, çok ince metalik giysiler giymiş üçer ceset bulunmuştur. Bu cisimlerin New Mexico’da bulunmasının, hükümetin o yörede çok güçlü bir radar tesisine sahip olmasından, bu radarın uçan dairelerin kontrol mekanizmasını etkilemesinden ötürü olduğu sanılmaktadır.” Bu kadar olağanüstü bir haberin nedense FBI hiyerarşisi tarafından pek de ciddiye alınmadığı söylenebilir. Garip olan; böyle bir olayın o tarihlerde ki kurgubilim film yapımlarının henüz o düzeyde olmadığı, dolayısıyla da UFO’ların düşmesi konularına atıfta bulunulamayacağı savı kuvvetlidir. Ama ondan sonra, Amerika’da insan kaçıran UFO raporlarında bu yaratıklar bir standart oluşturdu. Söz konusu yazı gizlice yollandığı sıralarda, dünyanın ilk UFO kitabı olan Uçan Daireler Gerçektir adlı kitap piyasaya sürüleli henüz bir iki hafta olmuştu. Bu kitabın yazarı olan eski bir deniz piyade subayı Donald Keyhoe, kitabında olayın örtbas edilmekte olduğuna dair suçlamalarda bulunmuş ve büyük sansasyon yaratmıştı. <_script /><_script /> Roswell Olayı : Olay New Mexico’nun Roswell bölgesinde 1947 yılının 4 Temmuz saat 23:30 sıralarında cereyan eder. Bu tarihte William Mc. Brazel adlı bir çiftçinin arazisinde bir UFO yere çakılır. Brazel, UFO’dan etrafa dağılan parçaları görünce olayı yetkililer haber verme ihtiyacı hissediyor ve 5 Temmuz 1947 günü askeri yetkililer inceleme için bölgeye geliyorlar, bölgeyi de ziyaretçilere kapatarak uzay cismine ve içinde bulunduğu iddia edilen cesetlere el koyuyorlar.
Fakat kameraman Barnett o kadar da saf biri değildi ve filmin bir kopyasını da kendine çıkarmayı bilmişti. Daha sonra İngiliz gazeteci ve televizyon yapımcısı Ray Santilli yüklüce bir miktar karşılığında filmi satın aldı. Bundan sonra da dünya basınını ayağa kaldıran uzaylı varlık otopsisi yavaş yavaş dış dünyaya açılmaya başladı. Diğer UFO Ziyaretleri: · Yıl: 1994 · Yer: Meksika/Tepetzlan Carlos Diaz, 1977’ den beri dünya dışı canlılarla ilişki kurduğunu iddia ediyor, ama onların nereden geldikleri hakkında bir açıklama da yapmıyordu, ya da yapamıyordu. Ancak bir konuşması sırasında, onların araçlarına bindirildiğini ve dünyanın içine doğru götürüldüğünü, orada muhteşem çiçek bahçelerinin bulunduğunu, ilahi bir müziğin çalındığını ve dünyanın her tarafından getirilen yaşam türlerinin dolaştığını belirtti. Dünya dışı canlılar dünya yüzündeki yaşam türlerini korumaya çalışarak, azalan türleri yeniliyorlar ve en büyük korkuları insanların gezegenin yüzeyini yok etmesi. Diaz, belki de UFO literatürünün en ilginç örneklerinden çünkü reklamını yapmıyor ve doğru ya da yanlış bildiklerini açıklamaktan kaçınıyordu.
Şimdi okuyacaklarınız Disney UFO Gerçeğini Açıkladı başlığı altında Fenomen’in 15 Eylül 1997 tarihli 19. sayısından aynen aktarılmıştır :
Tüm hükümetler kendi otorite anlayışları içersinde hareket ediyorlar ama dünya dışı canlılarla ilişki saf dinamitle oynamak anlamına gelmektedir. Başkan Jimmy Carter, ofisinin ABD Başkanlığı olduğunu sanıyordu, ekibi ise uzaylılarla ilişkinin resmen açıklanmasının yararlı olduğuna inanıyor ve gayret gösteriyordu. Bir iç Hükümet belgesinde betimlendiği gibi, bazı güvenlik sırları Beyaz Saray’ ın hukuki varlığının dışındadır. 1975 yılı Kasım ayında, hemen her Stratejik Hava Komutanlığı üssü UFO’ lar tarafından ziyaret edildi. Hükümet kaynaklı eğilimler, askeri ve bilimsel yöneticilerin yarım yüzyıldır süren dünyalılarla uzaylıların ilişkisini açıklayan resmi belgelerin artık açıklanmasının istendiğini gösteriyor. İstatistikler gösteriyor ki, önümüzdeki beş yıl içinde çok büyük bir olasılıkla dünya dışı ilişkilerle karşılaşacaksınız. Bir çok Amerikalı dünya dışı uzay araçlarına binerek, yenilikleri keşfetmekten büyük mutluluk duyacaktır...” Eisner’ in inanılmaz açıklaması tüm uygar ülkelerde büyük şok yarattı çünkü Disney bugüne kadar saygınlığını hiç azaltmadan koruyabilmiş nadir kuruluşlardan biriydi ve çizgi-filmlerin ötesinde dünyanın en ciddi ekonomi tröstleri listesinin ilk satırlarındaydı. Bazı UFO araştırmacıları Disney Belgeseli’nin gizli bir deney olduğunu düşünüyorlar, bu şekilde toplumun tepkisi ölçülüyor ve UFO Gerçeğinin resmen açıklanmasıyla patlayacak devrime kitlelerin uyum yeteneği araştırılıyor. Ve Aldatmacalar: Bugüne kadar dünya basınında ve halk arasında UFO’larla ilgili bir çok fenomen ortaya atılmıştır. Bunların bir kısmı doğru olsa da bir kısmı gerçek değildir. UFO olayında da, gerçek anlamda bilinemeyen her olayda olduğu gibi, aldatmacalar düzenlenilmesi mümkün olabilmektedir. Kaynak: zamandayolculuk |
|
|||||
![]() |